İçeriğe geç

Günce tutmak ne demek ?

Günce Tutmak Ne Demek? Öğrenmenin Dönüştürücü Yolculuğuna Bir Bakış

Bir eğitimci olarak yıllar içinde şunu fark ettim: Öğrenme, yalnızca bilgi edinmek değil; kendini anlamanın, duyguları tanımanın ve düşünceleri yeniden şekillendirmenin de bir yoludur. Günce tutmak bu sürecin sessiz ama derin bir aracıdır. Kimi zaman bir öğrencinin iç sesi, kimi zaman bir öğretmenin pedagojik aynası olur. Günce, öğrenmenin kişisel bir haritası gibidir — nereden geldiğimizi, nerede durduğumuzu ve nereye yöneldiğimizi gösterir.

Günce Tutmanın Pedagojik Anlamı

Pedagojik açıdan günce tutmak, öğrenenin kendi deneyimlerini, duygularını ve düşüncelerini düzenli olarak kaydetmesidir. Bu, sadece bir yazma etkinliği değil; öğrenmeyi öğrenme sürecinin aktif bir parçasıdır.

Öğrenci, yazarken düşüncelerini gözlemler, hatalarını fark eder ve farkındalığını artırır. Bu durum, John Dewey’in “deneyim yoluyla öğrenme” yaklaşımını destekler. Dewey’e göre, birey ancak yaşadığı deneyim üzerine düşündüğünde gerçek anlamda öğrenir. İşte günce, bu düşünsel süreci mümkün kılar.

Eğitimde sıkça vurgulanan yansıtıcı düşünme becerisi, günce tutmanın merkezindedir. Öğrenciler yazdıkları aracılığıyla öğrenme sürecini içselleştirir, öğretmenler ise bu yazılar sayesinde öğrencilerin duygusal ve bilişsel gelişimini daha iyi gözlemleyebilirler.

Öğrenme Teorileri Bağlamında Günce Tutmak

Modern öğrenme teorileri, bireyin aktif katılımını ve öz farkındalığını ön plana çıkarır. Yapılandırmacı öğrenme teorisi (constructivism) bireyin bilgiyi pasif biçimde almadığını, kendi anlamını kurduğunu savunur. Günce tutmak, bu anlam kurma sürecinin somut bir örneğidir. Öğrenci, öğrendiklerini yazarken yeniden yapılandırır ve kendi bağlamında anlamlandırır.

Benzer biçimde, Kolb’un deneyimsel öğrenme döngüsü dört aşamadan oluşur: deneyim, yansıtma, kavramsallaştırma ve uygulama. Günce, bu döngünün ikinci aşamasına denk gelir: yansıtma. Kişi, deneyimini kaydederek ona anlam yükler, bir sonraki adım için içsel bir rehber oluşturur.

Günce Tutmanın Psikolojik ve Toplumsal Boyutu

Günce tutmak yalnızca bilişsel değil, aynı zamanda duygusal bir süreçtir.

Yazmak, bireyin iç dünyasıyla kurduğu en dürüst diyaloglardan biridir. Psikolojik açıdan, bu eylem stresi azaltır, öz farkındalığı artırır ve kişisel gelişimi destekler. Öğrenciler duygularını ifade ettikçe, öğrenme sürecine daha güvenli bir biçimde katılırlar.

Toplumsal açıdan ise günce, bireysel deneyimin toplumsal bir hafızaya dönüşmesini sağlar. Öğrenciler kendi yazılarında toplumun, kültürün ve değerlerin izini taşır. Bu açıdan bakıldığında, her günce bir dönemin pedagojik tanıklığıdır. Eğitim kurumlarında günce yazımı, öğrencilerin eleştirel düşünme ve empati becerilerini geliştirmek için güçlü bir araçtır.

Eğitim Ortamlarında Günce Kullanımı

Bir sınıfta, öğretmenlerin öğrencilerinden haftalık günce tutmalarını istemesi, öğrenmeyi derinleştirir. Bu yöntemle:

– Öğrenciler kendi öğrenme süreçlerini sorgular.

– Öğretmenler öğrencinin bireysel farkındalık düzeyini gözlemler.

– Sınıf, paylaşımın ve geri bildirimin aktif olduğu bir öğrenme topluluğuna dönüşür.

Örneğin, bir fen dersi sonunda “Bugün öğrendiğim şey beni nasıl şaşırttı?” sorusu üzerine yazılan bir günce, öğrencinin yalnızca bilgi değil, anlam inşa ettiğini gösterir.

Günce Tutmanın Dijital Çağdaki Yansıması

Günümüz dijital çağında, günce tutma eylemi klasik defterlerden çevrimiçi platformlara taşındı. Dijital günceler öğrencilerin kendi öğrenme süreçlerini blog, portfolyo veya e-günlük formatında paylaşmalarına olanak tanır. Bu durum, öğrenmeyi bireysel bir etkinlikten çıkarıp kolektif bir öğrenme deneyimine dönüştürür.

Ancak bu dijitalleşme, mahremiyet ve içtenlik konularında yeni soruları da beraberinde getirir:

Bir günce herkese açık olduğunda, hâlâ samimi olabilir mi? Öğrenciler yargılanma korkusu olmadan yazabiliyorlar mı? Bu sorular, modern eğitimcilerin düşünmesi gereken etik boyutlardır.

Kendine Sor: Senin Öğrenme Güncen Ne Söylerdi?

Her insanın içinde bir öğrenme hikâyesi vardır. Belki senin de defter sayfalarında, ya da dijital notlarında bir günce saklıdır.

– Öğrendiklerini ne kadar fark ediyorsun?

– Bir hatanı fark ettiğinde onun üzerine düşündün mü?

– Bugün öğrendiklerin seni dün olduğundan nasıl farklı kılıyor?

Bu sorular, yalnızca akademik değil; varoluşsal bir öğrenme çağrısıdır.

Sonuç: Günce Tutmak, Öğrenmenin Sessiz Devrimi

Günce tutmak, öğrenmenin iç sesidir. Kişi yazdıkça düşünür, düşündükçe öğrenir. Eğitimde günce tutma alışkanlığını teşvik etmek, öğrencinin kendi öğrenmesinin öznesi olmasını sağlar.

Her yazı satırı, bireyin kendini inşa ettiği küçük bir adımı temsil eder.

Ve belki de eğitimin asıl amacı budur: Öğrenciyi yalnızca bilgili değil, kendini anlayan bir birey hâline getirmek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hipercasino şişli escort
Sitemap
prop money