Kısa cevap: Kamuya açık kaynaklarda “Banu Kalyoncu” adı; Kütahya doğumlu, yerel radyoda “Sokak Şarkıları” programını yapan, edebiyat ve sanatla uğraşan bir yazar/şair olarak geçiyor. Aynı isimle birden fazla kişi bulunabileceği ve kimi çevrimiçi biyografilerin yüzeysel olduğu unutulmamalı. Doğrulanmış bilgiler için kişinin kişisel sitesi ve yayınevlerinin kayıtları esas alınmalı. ([banukalyoncu.com][1]) “Banu Kalyoncu kimdir?” sorusunu rahatına düşkün cevaplara bırakmayalım Şunu baştan söyleyeyim: “Kimdir?” içerikleri çoğu zaman hızlı SEO hamlelerine kurban gider; isimler, kökenler, işler ve üretimler yekpare bir “biyografi”ye sıkıştırılır. Oysa Banu Kalyoncu gibi sanatla, sözle ve yerel kültürle yoğrulmuş isimlerde tek satırlık etiketler yetmez. Kişisel web sayfası ve yayınevi izleri bize…
Yorum BırakYazar: admin
3 Bakış Açısı Ne Demek? Antropolojik Bir Yolculuk Bir antropolog olarak, dünyanın farklı köşelerinde insanların dünyayı nasıl gördüklerini, anlamlandırdıklarını ve yaşadıklarını gözlemlemek her zaman büyüleyicidir. Her kültür, kendi yaşam alanını anlamlandırmak için farklı bir “bakış açısı” geliştirir. Bu yazıda, “3 bakış açısı ne demek?” sorusunu antropolojik bir mercekten ele alacağız. Ritüellerden sembollere, topluluk yapılarından kimlik inşasına kadar, kültürel çeşitliliğin derin dokularına doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. Bakış Açısı Kavramının Antropolojik Kökleri Antropoloji, insanların yaşadığı dünyayı nasıl algıladığını anlamaya çalışan bir disiplindir. Bakış açısı, yalnızca bireyin dünyayı nasıl gördüğüyle ilgili değildir; aynı zamanda bir topluluğun, tarih boyunca şekillenen değerlerinin, inançlarının ve sembollerinin…
Yorum Bırakİsteksiz, Gönülsüz: Edebiyatın Sessiz Direniş Hâli Kelimelerin Gücüyle Başlayan Bir Yolculuk Edebiyat, insan ruhunun en derin kıvrımlarına inen bir aynadır. Her kelime bir nabız atışı, her cümle bir ruh hâlidir. “İsteksiz” ve “gönülsüz” kelimeleri de bu ayna içinde yankılanan iki sessiz sızıdır. Dışarıdan basit bir eylem eksikliği gibi görünseler de aslında iç dünyamızda yaşanan büyük bir kopuşun, bir duygusal yorgunluğun edebi karşılığıdır. Bir yazarın kaleminden döküldüğünde bu iki kelime, sadece bir hâli anlatmaz; aynı zamanda bir içsel direnişin şiirsel biçimidir. İsteksizlik: Ruhun Sessiz Boşluğu “İsteksiz” olmak, bazen dünyanın ağırlığını taşımaktan yorulmuş bir ruhun dışavurumudur. Edebiyat tarihinde bu hâli en iyi…
Yorum BırakAlgı Ekonomisi ve Dikkat: “Gözüne Çarpmak” Kavramına Ekonomik Bir Bakış Bir ekonomist için her şey, kıt kaynaklar ve yapılan tercihler üzerine kuruludur. Zaman, para, emek ve hatta dikkat… Hepsi sınırlıdır. Bu yüzden her seçim, bir vazgeçişi doğurur. Günümüz dünyasında en kıt kaynaklardan biri artık dikkattir. “Gözüne çarpmak” ifadesi, yalnızca bir dilsel metafor değil, modern ekonominin temel mekanizmalarından birine işaret eder: dikkat ekonomisi. Bir şeyin “göze çarpması”, sınırlı dikkat kapasitemiz içinde bir unsurun diğerlerinden sıyrılması anlamına gelir. Peki bu kavramı bir ekonomistin gözünden nasıl yorumlayabiliriz? Gelin, “gözüne çarpmak” deyimini piyasa dinamikleri, bireysel karar alma süreçleri ve toplumsal refah perspektifinde inceleyelim. Dikkatin…
Yorum BırakHanım İğnesi Ne Demek? Farklı Yaklaşımların Kesiştiği Bir Anlam Yolculuğu Bazı kelimeler vardır, hem zarif hem de gizemli bir yankı taşır. “Hanım iğnesi” de bunlardan biri. Duyulduğunda kulağa hem narin hem de güçlü gelir; tıpkı bir el emeğinin inceliğiyle bir yaşam deneyiminin derinliğini buluşturur gibi. Ama “hanım iğnesi” ne demek? Sadece bir dikiş terimi mi, yoksa geçmişten bugüne kadın emeğinin sembolü mü? Bu yazıda, hem erkeklerin objektif, veri odaklı yaklaşımını hem de kadınların duygusal ve toplumsal yorumlarını yan yana getirerek “hanım iğnesi” kavramını farklı açılardan ele alacağız. Belki sonunda sen de bu kelimenin sende uyandırdığı anlamı yeniden düşünürsün. — Hanım…
Yorum BırakGöktürkçe Dil mi? Bir Toplumun Hafızasında Saklı Kimlik Toplumları anlamak, yalnızca onların yasalarını, savaşlarını ya da sanatlarını incelemekle olmaz; asıl anlam, dilde gizlidir. Çünkü dil, bir toplumun kendini nasıl tanımladığını, dünyayı nasıl kavradığını ve insan ilişkilerini nasıl şekillendirdiğini gösterir. Bir araştırmacı olarak, dillerin yalnızca iletişim aracı değil, aynı zamanda toplumsal kimliklerin taşıyıcısı olduğuna inanırım. Bu perspektifle bakıldığında “Göktürkçe dil mi?” sorusu, sadece bir dilbilimsel sorgulama değil, aynı zamanda tarihsel ve sosyolojik bir keşif alanıdır. Göktürkçe’nin Kökeni ve Dilsel Özellikleri Göktürkçe, 6. yüzyılda Orta Asya’da hüküm süren Göktürk Devleti döneminde kullanılan bir dildir. Türk dillerinin bilinen en eski yazılı örnekleri Göktürk…
Yorum BırakEn Yakışıklı Tanrı Kimdir? Güzellik, Güç ve Adalet Arasında Bir Yolculuk Kimi zaman bir tanrı, sadece gücüyle değil, duruşuyla da büyüler insanı. Peki, “en yakışıklı tanrı kimdir?” sorusu yalnızca dış görünüşle mi ilgilidir, yoksa içinde çok daha derin bir kültürel, toplumsal hikâye mi barındırır? Bu yazı, güzelliğin tanrısallıkla kesiştiği o ince çizgide dolaşırken, hem kadın hem erkek bakış açılarının dünyayı nasıl şekillendirdiğini anlamaya çalışıyor. Çünkü güzellik, sadece görmek değil; anlamak, hissetmek ve sorgulamaktır. Güzelliğin Tanrısal Boyutu: Mitlerden Günümüze Mitolojilerde “yakışıklı tanrı” figürü, neredeyse her kültürde kendine yer bulmuştur. Antik Yunan’da Apollon, zarafet ve uyumun, ışığın ve gençliğin tanrısı olarak öne…
Yorum BırakGişe Rekoru Hangi Filmde? Gişe rekorları, sinema dünyasının en çok tartışılan ve heyecanla beklenen başarı ölçütlerinden biridir. Bir filmin gişe başarısı, sadece eğlenceli bir sinema deneyimi sunmakla kalmaz, aynı zamanda film endüstrisinin geleceğini de şekillendirir. Bugün, gişe rekorlarının ne anlama geldiğini ve en yüksek gişe hasılatına sahip filmin hangi yapım olduğunu mercek altına alacağız. Gişe Rekorunun Tanımı ve Önemi Gişe rekoru, belirli bir zaman diliminde, genellikle dünya çapında, bir filmin elde ettiği en yüksek bilet satış gelirini ifade eder. Bu, filmin popülerliğini, izleyici ilgisini ve ticari başarısını ölçen önemli bir parametredir. Gişe rekoru, sadece film yapımcıları için değil, aynı zamanda…
Yorum BırakGeyve: Ontolojik Bir Duruş, Epistemolojik Bir Keşif ve Etik Bir İzdüşüm Bir yerin, bir kasabanın ya da bir köyün anlamı sadece fiziksel varlığıyla sınırlı mıdır? Yoksa bir mekân, insanın varoluşunu şekillendiren bir düşünsel yapıya mı bürünür? Geyve, adını her an duysak da, aslında sadece bir yer değil, düşündükçe şekillenen bir anlam dünyasıdır. Bu yazıda Geyve’nin ne olduğunu, felsefi bir bakış açısıyla ve ontoloji, epistemoloji, etik gibi temel felsefi disiplinleri kullanarak tartışacağız. Bir köyün, bir kasabanın ya da bir yerin anlamını keşfetmek, yalnızca görsel bir gözlem değil, derin bir düşünsel çaba gerektirir. Ontolojik Perspektif: Geyve’nin Varoluşu Ontoloji, varlık ve varlıkların doğası…
Yorum BırakHavas Ücretsiz mi? Net Konuşalım: “Hayır”—ama Asıl Tartışma Fiyat Değil, Şeffaflık Şunu peşinden söyleyeyim: Havas ücretsiz mi? sorusunun kısa cevabı hayır. Ücretli bir hizmetten bahsediyoruz ve bu, sürpriz olmamalı. Ama mesele burada bitmiyor. Asıl tartışma, ücretin varlığı değil; ücretin nasıl belirlendiği, nasıl duyurulduğu ve yolcuya gerçekten değer sağlayıp sağlamadığı. Eğer bu yazı tartışma çıkaracaksa, memnunum—çünkü havalimanı transferlerinde kullanıcı deneyimi hâlâ “olması gerektiği” yerde değil. Kısa cevap: Havas (HAVAŞ) hatlarının büyük çoğunluğu ücretlidir; ücretsiz olanlar ancak sınırlı ring/otopark servisleri ya da özel kampanyalar kapsamında olabilir. Esas soru: “Ücret, sağlanan hizmete gerçekten değer mi?” Neden Hâlâ “Havas Ücretsiz mi?” Diye Soruyoruz? Bu…
Yorum Bırak